19 Ağustos 2007 Pazar

Bu Çoçuklardan Zarar Gelmez

Pala Yusuf akşama kadar kahvedeki gazeteleri tek tek okur, dünyada ne olup bittiğini öğrenmeye çalışırdı.
Pala Yusuf akşama kadar kahvedeki gazeteleri tek tek okur, dünyada ne olup bittiğini öğrenmeye çalışırdı. Ama kimseye de kolay kolay inanmazdı. Nerede bir tartışma olsa “Biz ehlibeyt çocuğuyuz, gelin kırklara katılın, başka yolunuz, kurtuluşunuz yok” diye de yol gösterirdi...
Bir gün şehrin en işlek yeri olan Altermarkt’ta, arkadaşım Hıdır ile yabancı düşmanlığına karşı bildiri dağıtıp başta Alman vatandaşlar olmak üzere, yerli ve yabancıları bilgilendirmek için propaganda yapıyorduk...
Bizim Pala Yusuf’un, her zamanki gibi elinde tespihi, kafasında fötrüyle, bıyıklarını sıvazlaya sıvazlaya bize doğru geldiğini gördüm...
Yanımıza gelince “Ne haber bizim oğlanlar” dedi. Ben de “İyilik, ne olsun Yusuf Amca. Gördügün gibi bildiri dağıtıyoruz” deyince “Ne bildirisiymiş yine” dedi. Hıdır, Pala Yusuf’u tanımadığı için yarı sert bir ifadeyle “Alın okuyun, görürsünüz ne ile ilgili olduğunu” dedi. Pala Yusuf “Ver bakalım bir tane” dedikten sonra bildiriyi alıp okumaya başladı. Sonra da “Yav hep aynı politika, başka bir şey yok. Bunları boşuna dağıtıyorsunuz yavrum“ dedi...
Hıdır yine atıldı: “Amca hayatın her alanı politika aslında. Öyle değil mi?” Pala Yusuf bu defa kendinden son derece emin bir tavırla, kasılarak ve bıyıklarını sıvazlayarak “Delikanlilar, size bir şey diyeyim mi? Gençsiniz, hayatı tanımıyorsunuz daha. Pişmeniz lazım. Bunun yeri de ehlibeytin yolu, kırklara katılmaktan geçer... Siz bana bir doğru söz söyleyin, ikna olayım. Arkanızdan gelmezsem namerdim” dedi. Bizim Hıdır yine atıldı “Peki Yusuf Amca siz asırlardır niye kırklardan ellilere çıkmadınız“ deyince Yusuf Amca bozuldu, şaşkın bir halde bir sağına bir soluna baktı. Sonra yere bakıp önündeki gazoz kapağını tekmeledi. Ardından toparlanarak “Gel seni bir öpeyim yeğenim. Bu lafı ilk defa sen söyledin bana. Bundan sonra sizin yanınızdayım” dedi. Yanımızdan uzaklaşırken baktım ardından. Az önce bizden aldığı bildiriyi elinde bir buruştrup bir açtı, bir okudu bir kapadı. Sonra yine sağına soluna bakmadan gözden kayboldu...
Ve ondan sonra ne zaman benzer bir çalışma yapsak bu defa Yusuf Amca çarşıda tanıdık arkadaşlara “Bu çocuklar ne dağıtırsa alın. Bu çocuklardan zarar gelmez” diye bizi hem över hem de severdi...

Hiç yorum yok: