19 Ağustos 2007 Pazar

Babacığım

Çok iyi hatırlarım, küçücük bir çocukken bu toprakların nasıl mücadelelerle kazanıldığını anlatırdın bana, heyecanlanırdın. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ezbere okuduğumda gururlanırdın, gözlerimden öperdin. Vatan’dan, Misak-i Milli’den, Kuvayi Milli’den dem vuran tarih kitaplarımız içinden Osmanlı İmparatorluğu’nun Yavuz Sultan Selimi’nden, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’i ve kerametiyle ilgili öyküler anlatırdın. Vatan toprağının kutsal olduğunu söylerdin, televizyonda teröristlere ülkeyi bölmek istedikleri için lanet yağdırırdın. Hatırlıyorum baba, hepsini hatırlıyorum. Ama nedense bu topraklarda gururla bahsettiğin cephelerde Kürtlerin de savaştığını hiç söylemedin. Sabiha Gökçen’in ise bir Ermeni olduğunu… Yavuz Sultan Selim’in onbinlerce insanı kılıçtan geçirdiğini hiç söylememiştin mesela. Kurtuluş Savaşı dediğin öyküde 1 milyon Ermeni’nin bu ülkenin askerleri tarafından katledildiğini hiç anlatmamıştın. Munzur’un kan akan derelerinden, kılıçtan geçirilen kadınlardan, çocuklardan hiç bahsetmemiştin. Kürt bölgelerinde evlerin yakıldığından, kadınların kaçırılıp tecavüze uğradığından, çocukların öldürüldüğünden, evlerin yağmalandığından hiç bahsetmedin. Kim bilir kutsal olduğunu düşündüğün bu toprakların egemenleri gözlerini kapatmıştı, gözlerini kapatmıştın. Sen de bilmiyordun belki kim bilir?
Ne mutlu ki büyüdüm baba, büyüdüm ve ne senin ne de yalan tarih yazıcıların kurmacılarıyla, aldatmacalarıyla dolu hikayelerine mahkum değilim artık. Büyüdüm ve şahit oldum baba, yok edilmeye çalışılan bir ulusun var olma mücadelesiyle, gençlerinin zorla değil gönülleriyle silah kuşanıp dağa çıktığına; Türkçe bilmeyen anaların Kürtçe ağıtlarına; Ermenilerin yasak adlarına şahit oldum. Evleri yakılıp köylerinden sürgün edilen çıplak ayaklı kadınlara, kaçırılan tecavüz edilen genç kadınlara, 12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur’a şahit oldum baba. Küçük gözleriyle Enes’e ve Mizgin’in kurşunlar saplanmış bedenine şahit oldum. Sokak ortasında hunharca katledilen Dinklere, arkasından sokağa dökülen yüz binlerce "hepimiz Ermeniyiz"lere ve en çirkini, senin kutsal dediklerinin katille hatıra fotoğrafı çektirdikleri çirkin suretlerine, bölünmez dediğin vatanın gizli(!) ve bir o kadar da kirli savaş örgüt(leyici)lerine şahit oldum baba.
Bırak artık sen de anlatma kendine yalan hikayeleri! Kardeşliğe ve barışa küfredenleri temiz bağrına basma baba! Aldatma kendini. Bak katledilenlerin anneleri, babaları, kardeşleri her şeye rağmen bize barış diyor. Utanın demiyorlar baba, katilsiniz, sömürücüsünüz, soykırımcısınız demiyorlar! Kardeşlik diyorlar, "biji biratiya gelan" diyorlar. Tutalım ellerini! Ben utanıyorum baba ve Türklüğümle gurur duymak istemiyorum ki! Önce insanlığımla gurur duymak istiyorum. Çünkü ezilen halklar şahittir ki insanlığımdan çok utanıyorum!
KIZIN
Mükemmel Bir Yazı Şiddetle Tavsiye ederim..

Hiç yorum yok: